Ürkmez
Ürkmez, İzmir'in yanı başındaki el değmemiş cennet...
Eski adıyla Lebedos olarak bilinen Ürkmez Beldesi, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden birisi olan İzmir’dedir. Seferihisar – Kuşadası otoyolunun 25. km’sinde 5 km’lik bir alana yerleşmiş bulunan Ürkmez Beldesi tarihin belli bir dönemine imza atmıştır.12 İon şehrinden biri olan Lebedos, Karakoç kaplıcalarından çıkan çamur ve 108 Co deki sıcak su ile termal bir şehirdir.Termal bir şehir olması nedeni ile o dönemdeki elit kesimin yaşadığı ve 12 İon şehrinin tek kumarhane şehri olarak bilinmektedir.Ege bölgesinde meydana gelen depremler sonunda yok olan şehir, Orta Asya’dan göç eden Karacaoğulları’nın yerleşim bölgesi olmuştur.Karacaoğulları uzun süre Yunanlılar ile mücadele etmişler ve İzmir’in kurtuluşu ile Yunanlılardan korkmadıklarını ürkmediklerini ispatlamışlardır. Yunanlıları denize döktükten sonra da yaşamış oldukları bölgeye “Ürkmez” ismini vermişlerdir.
Ürkmez 127 yıl önce şu anki yerleşim bölgesinin kuzeyine dağ eteğine kurulmuştur.Ancak zamanla turizm ve narenciye bahçelerinin gelişmesi nedeniyle Çeşme – Kuşadası yolunun her iki tarafına yerleşmiştir.İzmir şehir merkezine uzaklığı 45 km. olup, Ürkmez – Kuşadası arası 40 km. Ürkmez – Çeşme Arası 75 km. Ürkmez – Menderes havaalanı arası 35 km.’dir. İzmir’e yakın mesafede olması nedeni ile günübirlikçilerin ve yazlıkçıların uğrak yeridir.
Ürkmez ormanlarla iç içe, etrafı tepelerle ve denizle çevrili, manzara güzellikleri son derece çeşitli, kırsal yollarda yürüyüşlerin yapılabileceği, havası; dinlenmek,sağlık ve spor açısından son derece uygun, sebze, meyve ve hayvansal ürünleriyle yerel tatlara sahip şirin bir beldedir.
Türkiye’nin en geniş ve temiz kumsallarından birine sahiptir. 6 km. uzunluğunda kumsalı bulunmaktadır.
Kış aylarındaki nüfusu 5 bin civarında iken yaz aylarında 100 binlere dayanmaktadır.Ilıman bir iklime sahip olan bölgede 9 ay denize girmek mümkündür. Ürkmez huzurlu ve sakin bir yaşamı sevenlerin tercih ettiği tatil beldesidir.Ürkmez doğal yapısı ve bitki örtüsü ile doğa yürüyüşleri için ideal bir ortamdır. Ürkmez sahillerinde her türlü deniz sporunu yapmak mümkündür.İsterseniz deniz motoruyla gezebilir,isterseniz tüplü dalış yaparak denizin dibini seyredebilir, isterseniz teknelerle günü birlik turlara katılabilir, isterseniz yatlarla mavi turlara çıkabilirsiniz. Ürkmezde yeşilin her türlü tonunu bulmak mümkündür.Baharda rengarenk çiçekler açar ama mandalina çiçeğinin kokusu ve güzelliği hiçbir yerde yoktur.
Ürkmez’in kırsal ve kültürel turizm kapsamında, turizmin hizmetine sunabileceği kendine özgü güçlü zenginlikleri bulunmaktadır. Kıyı ve deniz dışında, diğer doğal kaynaklar ile tarihsel ve kültürel özellikleri henüz turistik kimlik kazanarak bir çekicilik oluşturmamıştır. Ürkmez’in turizmde en önemli şanslarından biri termal sulardır. Bölge antik zamanda kaplıcaları ile şifa kaynağı olmuştur. Günümüzde Yöre halkı kültürlerini tanıtmak ve geleceğe taşımak için çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Zengin kültür mozaiğinin bir parçası olan halkoyunları yaşatılmaya devam etmektedir. Ürkmez gençlerinden kurulu halkoyunları ekibi başta Ege yöresi zeybek oyunları olmak üzere Türkiye’nin çeşitli yörelerinin halk oyunlarını ve otantik Türk düğününü sergileyebilmektedir. Kültürümüzün önemli öğelerinden biriside el sanatlarıdır.
Yörenin otantik kıyafetleri işlemeli ve rengarenktir. El sanatlarının geliştirilmesi ve tanıtımı için kurslar düzenlenip sergiler açılmaktadır. Bölgemizde el işçiliğiyle yapılmış ev eşyalarını, süs eşyalarını bulmak mümkündür. Yörenin kendine özgü yiyeceklerinin yapılışlarını görmek, değişik damak tatlarını bulmak mümkündür.
Ürkmez’in milli yemeği Keşkek’dir. Dövülmüş buğday, tavuk eti ve tereyağı ile yapılır. Düğünlerde, özel günlerde ve kutlamalarda sofranın baş yemeğidir.
Bölgenin en önemli gelir kaynağı narenciyedir.Satsuma cinsi mandalina yetiştirilmektedir. Ürkmezde 95000 adet mandalina ağacından ortalama olarak yıllık 9500 ton ürün alınmaktadır. Dünyanın en kaliteli mandalinası bu yörede yetişmektedir. Ürünlerin %80’i ihraç edilmektedir. Bölgede narenciye olarak mandalina dışında Portakal ve limon da yetiştirilmektedir. Ürkmezin ikinci önemli tarım ürünü zeytindir. 25000 zeytin ağacından ortalama yıllık 625 ton zeytin toplanmaktadır. Zeytinlerin bir bölümü sofralık zeytin alarak satılırken bir bölümünden de zeytinyağı yapılmaktadır. Akdeniz’e özgü doğal yöntemlerle kaliteli zeytinyağının üretimi yapılmaktadır. Ürkmez’in toprak yapısı olarak her türlü tarıma elverişli ve çok verimlidir. Çok geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Sahil beldesi olan ürkmezde denizde bereketlidir. Her zaman taze ve kaliteli balık bulmak mümkündür. Bölgenin en büyük pazarı Ürkmez’dedir. Ürkmez’de her mevsim dalından yeni kopmuş taze sebze çeşitlerini, en kaliteli meyveleri, Her çeşit tuhafiye, bijuteri, züccaciye ve konfeksiyon ürünlerini, bin bir türlü baharat çeşidini, taze kuru yemiş çeşitlerini, her çeşit süt ürünlerini, el işçiliği ile hazırlanmış ağaç ürünlerini, halı ve kilim çeşitlerini, gümüş ve altın, mücevher çeşitlerini bulmak mümkündür.
Son yıllarda yapılan hizmetler ve projelerle Ürkmez, bir Avrupa beldesi olma yolundadır.
Doğasıyla deniziyle, havasıyla, suyuyla keşfedilmeyi bekleyen Ürkmez halkı; turisti evinde konuk edebilecek derecede konuksever, dışa açık ve samimidir.
DOĞAL TURİSTİK ÇEKİCİLİKLER
Ürkmez ilçesinde turizm potansiyelinin temel çekiciliklerini bugüne kadar doğal coğrafi özellikler oluşturmuştur. Bunları, kıyı ve deniz, iklim, termal sular, dağlar ve ormanlar olarak ayırmak mümkündür. Seferihisar’ın 60 km lik kıyı kuşağında, denize giriş noktası olarak birçok plaj bulunmaktadır. Kuzeydan güneye doğru: Azmak, Küçük Akkum, Büyük Akkum, Ekmeksiz, Bahadır, Çıfıtkalesi, Doğanbey-Peyamlı, İpekkum ve Ürkmez plajları sıralanmaktadır.Akkum ayrıca, ünlü bir sörf koyudur, dünyanın sayılı merkezleri arasında yer almaktadır.
Ürkmez Barajı Gölü çevresi Doğanbey kaplıcası ile birlikte değerlendirilebilecek doğal peyzaj değerleri çok yüksek bir alandır. Ürkmez sırtları doğal yapısı ve bitki örtüsü ile doğa yürüyüşleri için ideal bir ortamdır. Seferihisar Barajı çevresi makilik olup, ilçe merkezine yakın konumuyla, suya dayalı rekreasyonel potansiyele sahiptir.Seferihisar ilçe arazisinin yaklaşık % 50 sini ormanlar ve koruluklar oluşturmaktadır. Ormanlar büyük kısmıyla deniz ve kıyılarından uzakta iç kısımlardadır. Denizle kucaklaşan ormanlar ise rekreasyonel ihtiyaca cevap vemekte, günübirlik kullanımlara açık olarak halka ve turistlere hizmet vermektedir.
KARAKOÇ KAPLICALARI
Ürkmez’in 5 km batısında, eski Kavakdere-Ürkmez yolu üzerindedir.Kaplıcalar deniz seviyesinden 15 mt yükseklikte olup Helenistlik Roma ve Bizans dönemlerinde de ünlü olduğu bilinmektedir. Ana kaynağın radyoaktivitesi 9,5 eman, çamur suyunun 4,7 eman, navazil suyunun da 8,7 ve 6,2 emandır. Kaplıcaların sularında karbondioksit, sodyum klorür ve bikarbonat bulunur.Banyo olarak kullanıldığında romatizma, deri hastalıkları ve raşitizme, içme olarak kullanıldığında ise mide ve bağırsak bozukluklarına iyi geldiği ifade edilmektedir. Ürkmez’de turizmin en önemli doğal çekiciliklerinden biri de iklimdir. Akdeniz iklim özelliklerini taşıyan yöre, iklimin sıcaklık, rüzgar, nem, yağış vb. koşullarının kıyı turizmi için son derece olanaklı olması nedeniyle, uzun bir turizm sezonuna sahiptir. Nitekim, Haziran Eylül arası dört ay hava sıcaklıkları 20 C üzerinde, yine bu aylarda bulutlu günler yaz yağışları da yok denecek kadar azdır. Şüphesiz bu veriler, yaz turizminin garantisidir. Aslında Ürkmez’de kış ayları da turizmi kısıtlayacak, yolculukları ve konaklamaları etkileyecek olumsuz özellikler taşımamaktadır. Sözgelimi, en soğuk ay ortalaması Ocak’ta 8 C dir. Bütün bu doğal kaynakların her biri, Ürkmez’de turizmin çeşitli türlerde gelişme potansiyelinin çok yüksek olduğuna işaret etmektedir.Kıyı ve deniz turizmi dışında, termal sular; kaplıca turizminin veya daha geniş ifadesiyle sağlık turizminin, ormanlar, su kaynakları, dağlar, tepeler ise doğaya dayalı ekoturizmin eşsiz birer varlığıdır.
LEBEDOS
Gümüldür-Ürkmez arasında günümüzde Kısık adı ile bilinen yarımada üzerinde bulunan kent, 12 İon kentinden biridir. Lebedos’un anakaradaki arazisi, Kolophon ve Teos’un topraklarıyla kesilmiştir. Lebedos çevresi İon güçlerine kadar Karyalıların işgalinde kalmıştır. Kentin ilk kuruluş yılllarına ait bilgiler yok ise de, varlığı M.Ö. 7.yüzyıldan itibaren bilinmektedir. Kent, M.Ö. 226’da Mısır firavunu II. Ptolemy tarafından ele geçirilmiş, bu işgal 60 yıl kadar sürmüştür. Lebedos tarihinin en önemli olaylarından biri de önce Teos, sonra da Efes’ten kovulan ve bir süre Myonnesos’da barınan Dionysos artistlerin en sonunda buraya yerleşmeleridir.
Strabo’nun, Lebedos’ta her yıl Dionysos şerefine şenlik ve yarışmalar düzenlendiğinden mahsetmesi; Dionysos artistlerinin bu kente kendi geleneklerinin yanı sıra bir canlılık getirdiğini de göstermektedir. Lebedos’ta bugüne kadar kazı yapılmadığından açıkça görülen kalıntılar çok azdır.